Ramazan’ı yaşayabileceğiniz en güzel ülkelerden biri şüphesiz Suudi Arabistan’dır. Tüm hayatın iftar saatine göre ayarlandığı, zamanın oruç nedeniyle resmen durduğu bir mekan düşünün. Sabah işyerleri pek açık olmaz, öğleden sonra “kaylüle” ismi verilen uyku saati İçin işyerleri kapanır esnaf dinlenir. İkindi vakti iftara doğru herkes yavaştan işyerleri açılır ve sanki gün doğumu gibi iftardan sabaha kadar hayat canlanır. Devlet daireleri de bir kaç saat çalışır. İşçisinden esnafına halk yavaşlar, oruç halinde yorulmaz. İftar vaktinde trafik durur, arabalar otobanda bile olsa kenara çeker ve atıştırır, oruç açılmadan devam edemez.
sofralar kuruldu ve hop toplandı. az ve öz yemek ardından hemen namaz.
Gelelim benim içimde olduğum ve yakından tecrübe ettiğim Haremi şerif iftarları. Haremi şerif Mekke’de Kabe ve Medine’de peygamber efendimizin mescididir. Hacıların ve umrecilerin vakit geçirdiği büyük mescitler olduğundan oldukça büyük sofralar kurulur. Mescidin içerisinden tutun da devasa bahçesine kadar her saf yer sofrasına dönüşür.
Bu sofralarda yemek vermek hele de iç mescitte çok prestijli bir meseledir. Araplarda, çünkü çoğunluğu yolcuların ve Haremi Şerif misafirleri olduğundan en kutlu misafir sayılır. Sofraları kurmak İçin özel görevliler tutulur. İç mescitte ikram edilen sadece 4 çeşit yemek vardır sade ekmek, yoğurt ve üzerine kimyonlu karışım baharat (gaz giderici abdest tutmak İçin) hurma ve zemzem. Dış bahçedeki iftarlarda pilav, ayran ve ekmek olur. Sofrada kaşık ikram edilmez Hindistan’da olduğu gibi insanlar nasıl yapıyorlar bilmem ekmeği kaşık gibi kullanabiliyorlar.
Bir defasında umredeydim sanıyorum 16 yaşlarındayım, otele gidiyoruz iftar yapmaya. Babam asla bu iftarlara katılmamıza izin vermiyor “yolcu ve muhtaçların hakkı” diyerek. Kendimizin de başla bir ülkede yolcu olduğumuzu anlatamadığımız İçin otelden gizlice kaşık aldım, oturduk bir sofraya. Zaten herkes buyur ediyor sağolsun “bire bin veren ayda” sevap kazanmak derdindeler. O Afgan pilavı mıydı biryani miydi afiyetle yedim, kaşığı da gizlice mutfağa verdim. Babama söz etmedim hala, yetim hakkı yemiş muamelesi yapacak diye. Hala unutamam tadını.
Mekke’de yaptığımız iftarlarda kardeşlerimden biri 3 diğeri 6 yaşındaydı. Kadın erkek ayrı olduğu halde aynı alanda olduğundan birbirimize koşuşa ulaşabiliyorduk. Babam namaz İçin erkeklerin bölümüne geçerken birisi ile konuştuğunu gördük. Sofrasına buyur etmiş, babam utanmış teşekkür edip reddetmiş. Adam ısrar etmiş, illa buyurun “arkadaşımı bekliyorum” deyince, lütfen senin arkadaşın benim demiş ve babamın artık tek bir kelimesi kalmamış. Gözlerim dolar böylesi bir misafirperverlik görünce. Aslında büyük şeylerimiz olmasa da samimiyetimiz karın doyuracak bir o ruha geri dönebilsek.
En son Ramazan umrelerimden birimde Dubai’den gelen bir kaç hanım tanıma oturdu, iftarda hurma ikram ettiler. Zemzem ve hurma ile iftar ettim ötele gitmedim. Teravih namazına aşırı bir kalabalık katıldığından yer tutmak vesilesi ile kaldım. Hanımlar kalkmadığını görünce yetmişten çorba, Arap usülü kabine peyniri ve taze hurma ile beni bir güzel doyurdular. Niyetimin bu dünyada da karşılık bulduğunu görmek benim için çok güzel bir andı. Bu defa da rızkım beni takip etmişti. Şükür olsun!
Kabe’de haremi Şerif’te ve Medine’de peygamber efendimizin yeşil kubbeli mescidinde Ramazan’da hummalı bir çalışma görürsünüz. İnsanlar kendi güçleri nispetinde hayır hasenat peşinde olurlar. Kimi Kahve ikram eder kimi çay, bazısı tekerlekli sandalye ile tavaf bekleyen bir yaşlıyı ya da engelliyi sürer beraber tavaf eder. Bu mescitlerde çalışan işçiler Hindistan, Bangladeş, yemen ve vs gibi ülkelerden gelir genelde. Aldıkları ücrete bakmaksızın kocaman bir sevgiyle temizlerler yerleri ve halıları görürsünüz. Kocaman çekçekler ile ipleri gerer o ipin içini temizleye temizleye tavaf ederler Allah’ın evini. Bu işçilere bolca bahşiş verir zenginler, zekatından ayıranlar. Gurbette çalışıp evlerine ekmek parası götürenlere bir nebze katkıda bulunanlar olur.
Kabeyi aşkla temizleyen işçiler
Akşam namazından sonra kimisi otele kimisi namaza kimisi de tavafa yönelir. En çok kuran hatimleri olur, hafızlar dünyanın en güzel manzarası ile ezberlerine devam ederler. Ben yolcu olarak geçirdiğim Ramazanlardan çok memnunum, şehrin başka bir yerlerini keşfetme ihtiyacı bişe duymadım. Zamanını her anı ile ibadete ayırdım, bu ziyaretler tam anlamı ile bir ruh yolculuğu olmuştu. Umarım siz de mübarek topraklarda Ramazan ayını tecrübe edersiniz.